top of page

Sahne ve Koşullar Değişiyor



13 Haziran 2025 Transit Grafiği
13 Haziran 2025 Transit Grafiği

Bugün TR saatiyle 16:11’de, 31 Ocak 2025’ten bu yana deneyimlediğimiz 36/6 düğüm ekseni değişecek. Bu eksen, yerini 22/47 düğümlerine bırakacak. Farklı konu ve süreçlerde melankoli, faydasızlık kaygısı, baskı altında hissetme, dünyevi durumlarla zarif bir şekilde baş etme, tutku ve farkındalıklar eşlik edecek hepimize önümüzdeki aylarda. 31 Ocak ile 13 Haziran 2025 arası gezegence sahnemizi belirleyen 6 ve 36 heksagramlarının (özelliklerinin) tetiklediği konuları ardımızda bırakmak üzereyiz. Çatışmalar, krizler, anlaşmazlıklar, yoğun duygular, arzular, hayaller, geçicilik, samimiyet ve cinsellik hakkında farkındalıklar tetikledi ardımızda bırakmak üzere olduğumuz 6/36 düğüm ekseni.


Düğümleri ve eksenleri okumak sana hiç bir şey ifade etmiyorsa ama içinde hissettiğin bir çekimle paylaştıklarımı hâlâ okuyorsan: dayan yoldaş! :)

Derslerimde bu görseli kullanırım. Bence çok güzel bir hatırlatıcı. Her şeyin, çok spesifik ve özgün bir geometriye tabi olduğunu ve her şeyin döngüsel olduğunu hatırlatır bana bu görsel. 

İnsan olarak zihnimizi belki de en çok zorlayan konu belirsizliktir. Var olmanın, hayatın, yaşamın belirsizlikleri. Ve bunlarla baş etme konusunda donanımlı ve yaratılışımız gereği pek olgun değiliz. Kırılganız. Ancak belirli bir zaman geçtikten sonra, bazen, şanslıysak eğer, tecrübe edilenin faydasını, güzelliğini ve gereksinimini görürüz. Ve bu görsel bana tam olarak bunu hatırlatır. 


Var olma deneyiminin bu döngüsel doğasında yerini alan düğümler ise hayatlarımızın oynandığı sahneyi, koşullarını ve bu sahneyi renklendiren figüranları temsil ederler. 


İçinden geçtiğimiz ve bizler için dönüştürücü güçleri olan deneyimleri sahneye koyan I'Ching kapıları, yani özellikleridir düğümler. 

Gezegen olarak ve bu gezegenin içinde yaşayan varlıklar olarak farklı farklı gündem, konu ve olaylara yine farklı pencerelerden şahit olur ve böylece evriliriz


Dolayısıyla transit düğümlerini, gezegenimizin ilerlediği yöne ve yola şekil veren sahne unsurları, hikayeleri ve koşulları olarak algılayabilirsin. Hayat yolunda yürürken karşılaşılan durumlar, deneyimler, kişiler, sorunlar ve görülmesi gerekenlere ışık tutar düğümler ...


Bakalım 4 Kasım 2025’e kadar bu güzel gezegeni ve gezegen sakinleri olan bizleri ne gibi koşul ve konular bekliyor olacak?


- Dünyevi, Sıradan Olanlar ve Baskılar -

47’nci kapı: Baskı/Tükenme/Kavrama

22’nci kapı: İncelik/Zarafet


Özellikle dizaynlarında 12 ve 64 kapıları olanları yakından ilgilendiren bir süreç … bu konuya birazdan değineceğim . 


Ama öncesinde bu yeni sahnenin düzenimizi hangi koşullar üzerinden etkileyeceğine bakalım.


Genel olarak, son aylarda şahit olduğumuz ve duygusal anlamda son derece yoğun olan süreçten sonra kendimizi biraz baskı altında hissetmemiz mümkün. Dünyamızda vuku bulan olaylar geleceğe karamsar bir pencereden bakmayı tetikleyebilir. Faydasızlık kaygısı deneyimletebilir.


Diğer yandan ise bu ağırlığın melankolisini ve hüznünü yaşadıktan sonra duygusal anlamda daha sağlam, daha güçlü ve zarif bir şekilde olanı olduğu gibi kabul edip ayaklanma gücünü bulmaya yardımcı olabilir içinden geçeceğimiz sahne.  


Yıllardır Strateji ve Otoriteni uygulamanın türlü türlü etkilerinden bahsettiğim yazılar paylaşmaktayım. Kendi yolunda yürümenin git gide daha da önem kazanacağına değiniyorum yazılarımda. Kendin dışında herhangi bir otoriteye inanıp ve güvenip adım atmanın sana deneyimletebileceği hüsran, öfke, acı ve hayal kırıklıklarından bahsediyorum.


47’nci kapı, geçmiş deneyimlere yönelik oluşan kafa karıştıran soruların cevaplarını kavramaya ve bulmaya çalışır. ‘Neden böyle oldu, oluyor?’

İçine sinen bir cevabı bulma yolunda ise idrak edememenin zihinsel kaygısını yaşar.

Rave I’Ching şöyle açıklıyor bu enerjiyi: ‘İçsel zaaflar veya dışarıdan uygulanan baskı neticesinde kısıtlayıcı ve olumsuz düşüncelerin oluşması.’

Kişinin baskılı durumlar neticesinde kafasının karışıp deneyimlediklerine anlam verme sürecinde faydasızlık kaygısı deneyimlemesi gayet normal. Farklı korku, kaygı ve tedirginlikler tecrübe etmek için buradayız. Ve bu korkular aslında doğamızın mekaniğinde, hayatta kalmamız için ve devam edebilmemiz için düzenleyici görevi görür. Kısacası, korkularımız bizleri nizama sokar. 


Ama eğer bu korkuları yorumlayan zihnin panik halleriyle, evhamlarıyla, kararsızlıklarıyla, netliğe ulaşmadan adım attığımızda, işte o zaman varlığımızı tehlikeye atarız. O baskılara yenik düşüp cevap peşinde koşmak yerine, olana izin verip sürecin kendi doğal akışında kavramamız gerekenleri kavrayacağımıza güvenmek buradaki anahtarımız. 


Dünyamız ve düzenimiz bir değişimden geçmekte. Değişimler sancılı oluyor elbette. Ve bizler tüm bunların içinden geçerken sükûnetle, tüm zarafetimizle, her ânı geldiği gibi kucaklayarak yürüyebilmek için tasarlanmış varlıklarız.


Gazeteni veya haberleri okuduğunda içine bir ağırlık çöküyorsa, kalk yerinden şarkı söyle, dans et, yürüyüşe çık, nefes al. Tek yapabileceğin şey karşılaştığın anları kucaklamak ve seni harekete geçirecek o ânı ve enerjiyi beklemek.

‘Faydasız olmamak için bir şeyler yapmalıyım!’ baskılarıyla henüz olgun olmayan adımlar atmaya zorlama kendini zihinle. 


22’nci kapı dünyevi ve sıradan durumlarla baş edebilme becerisini temsil eder dedik. Bunu, ruh haline teslim olarak yapar. Burada melankoli vardır. En sağlıklı halinde, melankolik ve hüzünlü ise sosyalleşmez. Duygusal sessizliği geçtikten sonra, bir anda, enerji onu sosyalleşmeye, dünyaya karışmaya iter. Duygusal bir özellik olan incelik kapısı dünyevi durumlar karşısında doğru (tinsel ve duygusal) davranışı sergileyebilme potansiyeli ile ilintilidir.


Önümüzdeki aylarda belki de farkına varmamız gereken, dışarıda olan bitenlere kendimizi fazlasıyla kaptırdığımızda kendimize ne denli zarar verdiğimizi görmek olabilir. Ve git gide daha da yoğunlaşacak olan dünya gerçekleri karşısında kendi ruhumuzu ve tinimizi beslemenin önemini görmek olabilir. 


Strateji ve Otoriteni takip ettiğin sürece, burada aktarılanların içinden tatmin, başarı, huzur ve sürprizlerle geçersin. Pasif olmaktan bahsetmiyorum kesinlikle burada. Her birimizin bir rolü var bütünde. Ama doğru anda harekete geçmeyi ve doğru kararlar vermeyi tecrübe ettiğimiz sürece, eğer dışarıda olanların önemli bir parçası olmak rolümüz ise, bunu erdemle, zarif ve bir o kadar dolu bir tinden adım atarak yapmış oluruz.  


Dışarısı karışıyor, daha da karışacak. Bedenin biliyor doğru ânı, doğru deneyimi, doğru daveti, doğru ortaklığı, doğru etkiyi … Strateji ve Otoritene dayalı bir şekilde harekete geçmeyi beklerken de koşullanmaya çok açık olan zihninin sana aktardığı hikayeleri, nedenleri, fakatları, hesapları ve kitapları izle ve gör.

Dizaynında Baş merkezinde bulunan 64’üncü kapı varsa, 47’nin bu neredeyse beş aylık seyahati seni doğrudan etkileyecektir.

Bu enerji sana, süregelen bir deneyimle alakalı bir baskı ve tükenmişlik hissi getirebilir ama diğer tarafdan da insan olmaya dair önemli süreçleri gelen ilhamlarla idrak etmene vesile olabilir.

Kendine sorular sorup onların yanıtlarını bulma baskısı deneyimleyebilirsin. Geçmişi, geçmiş deneyimleri sorgulayabilirsin. Dikkat! 

Özellikle tanımsız Baş ve Ajna merkezlerin varsa bu süreçte net ve emin olma, kavrama ve kafa karışıklığını aşma baskısı çok güçlü olacaktır. Düşünmek ok, çok düşününen zihni akıtmak çok ok ama zihni akıtmak demek o düşüncelere dayalı harekete geçmek demek değil.

Kitap okuyabilirsin, yazabilirsin, bulmacalar çözebilirsin, resim yapabilirsin, toprakla ilgilenebilirsin, bedene odaklanabilirsin … zihni akıtmanın onlarca yolu mümkün. Buraya orijinal I’Ching’de 47’nci kapı hakkında yazan bir kısmı eklemek istiyorum: ‘Bir kişinin başına terslik geldiyse en önemlisi güçlü olmak, sorunu içte aşmaktır. Güçsüz ise sorun onu aşar. Yolunda yürümek yerine, bir ağacın altında oturmak, iç sıkıntısını, hüznünü arttırır. Bu, olsa olsa durumu daha da umutsuz hale getirir.’ (I’Ching ya da Değişimler Kitabı, s173) Yani, o baskılara yenik düşmek ve ‘hayat bana karşı, hayat bize karşı’ tutumu benimsemekle birlikte tükenmişlik daha da artar diyor bu 4000 yıllık bilge metin. 



Dizaynında Boğaz merkezinde bulunan 12’nci kapın varsa, 22’nin bu neredeyse beş aylık yolculuğu seni doğrudan etkileyecektir.

Özellikle tanımsız bir Boğaz ve/veya Solar Plexus merkezin varsa, bu süreçte harekete geçme, sosyal ve duygusal anlamda etki yaratma baskıları tecrübe edebilirsin. Geçmişten gelen ve belki içinde bir yerlerde gömülü olanları yüzeye çıkarabilir bu etki. Duygularını, tutkunu ve yaratıcılığını ifade ederken kendini daha rahat ve zarif hissedebilirsin. Ya da tam tersi. :)


Sosyalleşme konusu etrafında dönen duygular ve düşünceler oluşabilir. ‘Canım istiyor mu? İstemiyor mu? Gitmesem, yapmasam ayıp olur belki? Olmaz mı? … ‘

22’de değişken bir ruh hali vardır. Canı ister, canı istemez, modundadır, modunda değildir … bu nedenle doğru anda sosyalleşmek, sevişmek, paylaşmak vs önem kazanır. Zira kendini belli bir şekilde davranmaya zorlayan bir 22’nin maskeleri vardır. Zamanla bu maskeler de onun tinini derinden yaralar, sessizlik ve boşluk hakkında tedirgin olmaya başlar.

Bu nedenle, enerjin gerçekten dışarıya aktığında konuş, paylaş, sosyalleş, harekete geç … zihnin hikayelerine dayalı adımlar atmamayı tercih edebilirsin bu süreçte. 

Strateji ve Otoriteni uyguladıkça dışarıda ne olursa olsun, içerideki o kuvvetli güç seni tatmin, huzur, başarı ve sürprizlerle dolu süreçlere taşır ve hak ettiğin tecrübeler üzerinden her ân bir seyir halinde olduğunu sana deneyimletir. 


Sevgiyle 🌷


 
 
 

2件のコメント


rusan.funda
6 gün önce

Öyle güzel aktarıyorsun ki her seferinde bunu da hallederiz ya ne olabilir ki diyorum, hepsini açıp açıp tekrar okumalık zihnine , kalemine sağlık....

いいね!
Follow Your Beat
12 dakika önce
返信先

Canım Funda, Ne mutlu. Çok teşekkür ederim bu kıymetli yorumun için. 🌷

いいね!
  • Instagram
  • Facebook
bottom of page