
Tipimiz, aracımızın modelidir ....
Beden grafiğini çıkardığında, varlığını tanımanın ilk yolu tipinin ne olduğuna bakıp onun mekaniğinin nasıl çalıştığını deneyimleyip anlamaktan geçer.
Human Design Sistemi insanlığı dört tipe ayırır.
Tipimiz, varlığımızın (zihnimizin ve bedenimizin bir sentez olarak) enerji mekaniğini temsil eder. Kişiliğimizle bir alakası yoktur. Varlığımızın enerji yapısını ve bu yapının nasıl çalıştığını bizlere anlatan bir kavramdır.
Bu dört tip, Jeneratör, Projektör, Manifestör ve Reflektör diye adlandırılırlar.
Jeneratör veya manifeste eden Jeneratör mü çıktın?
Varoluşsal sorusu: 'BEN KİMİM?'
Dünya nüfusunun %66.27'sini oluşturur.
Jeneratör, kendini tanımak ve gerçekleştirmek için buradadır. Yaşam enerjisini, üretim ve üreme gücünü temsil eden Sakral merkezi tanımlı olan Jeneratör, ‘yaşam ile eğlenceli bir masa tenisi maçı halindedir’ derim hep. Jeneratörün enerji mekaniği açık, saran, sarmalayan ve çeken (çekici) bir yapıda tasarlanmıştır.
Dolayısıyla HİÇ BİR ŞEYİ başlatmak zorunda değildir. Hayat ona ulaşır, yaşam onun üzerinden tezahür eder - en doğru zamanda. Ra’nın da belirttiği gibi ‘Dizel ile çalışan motora benzin koyamazsın. Jeneratör isen, elini kolunu sallayarak kafana göre süreçleri ve deneyimleri başlatamazsın!’ :)
Hayatın ona ulaşmasını ve tetiklemesini, içindeki yaşam enerjisini ve coşkusunu daha da coşturacak olanı beklemeyi bilmektir Jeneratörün stratejisi olan 'yanıt vermeyi beklemek'.
Jeneratör, yaşam enerjisinde süreklilik gösteren, (fiziksel) enerjisi yüksek olan bir varlıktır. Ve o yaşam enerjisini onu tatmin eden süreçlerde kullanmak için, yani çok spesifik şeyler üretmek için tasarlanmıştır.
Bir Jeneratör kim olduğunu keşfetmek için buradadır. Bu varoluşsal sorusunun yanıtı, üretmeye çekildikleriyle tanışmasında gizlidir. Zihinsel kararlar verip adım attığı süreçleri başlatıp oldurtmaya çalıştığında hüsran dolu olur.
Gezegenimizin 'düzeni' pek de tatmin dolu bir yapıya sahip değil, değil mi? Bunun sebeplerinden biri tartışmasız, çoğunluk olan Jeneratör tipinin enerjisini onun için yanlış olan süreçlerde kullanmasından doğar.
Projektör mü cıktın?
Varoluşsal sorusu: 'SEN KİMSİN?'
Dünya nüfusunun %22.59'unu oluşturur.
Projektör tipi, bir diğerine rehber olmak için tasarlanmış bir enerji mekaniğine sahiptir. Yani, kendini bir diğeri üzerinden gerçekleştiren bir enerji yapısına sahiptir. Bu nedenle bir diğeriyle arasında enerji mekaniği açısından uyumlu bir etkileşimin olması elzemdir. Projektörün enerji mekaniği ise bir diğerine odaklı, ona nüfuz eden ve absorbe eden (emen) bir yapıda tasarlanmıştır.
Projektör’ün bir diğerine rehberliğini sunmadan önce, karşısındakinin kendisini fark edip ‘tanımasını’ beklemeyi bilmesidir. Davet edilmeyi beklemek, Projektörün bir diğeri tarafından fark edilmesine vesile olacaktır. Böylece Projektörden bir diğerine akan rehberliğe de bir diğeri - onu davet ettiği için - enerji açısından açık olacaktır. Uyumlu ve akıcı bir etkileşim ancak bu şekilde mümkün olup Projektörün kendini başarılı hissetmesine vesile olur. (Ama her davet doğru olmayabilir ;) - doğru daveti fark etmesine yardımcı olacak olan da Projektörün Otoritesidir)
Davetsizce paylaşılan bir fikir, görüş veya herhangi başka bir şey enerji mekaniği açısından havada kalır, dolayısıyla Projektörün etkileşiminde enerji duvarına toslayarak, öz olmayan davranışının yol işaretleri olan acı ve tatsızlığı tecrübe etmesine sebep olur.
Manifestör mü çıktın?
Varoluşsal sorusu: 'KİMLER ETKİM ALTINDA?'
Dünya nüfusunun %9.73'ünü oluşturur.
Manifestör, etki yaratmak için tasarlanmış bir enerji mekaniğine sahiptir. Dışarıdan gelene kapalı, iten ve direnen enerji yapısı süreçleri başlatabilmesi için onu korur.
Kapalı ve 'konuşmayan' enerjisi, etrafındakiler tarafından onun çözülemeyen bir varlık olduğu algısına sebep olabilir. Bu nedenle, eğer atacağı adım veya başlatacağı süreç başkalarını etkileyecekse, o adımı atmadan önce insanları bilgilendirmesi Manifestörün işini kolaylaştırır. Zira bu şekilde etrafındakiler ona direnç göstermez ve kendisi de yol işareti olan huzuru deneyimleyip dirençsizce adım atabilme özgürlüğünü tecrübe etme şansına sahip olur.
Manifestörün atacağı adım bir diğerini etkileyecekse ve onu bilgilendirmeden bu adımı atıyorsa sürecinde direnci ve yol işareti olan öfkeyi tecrübe etmesi kaçınılmaz olur.
Öfke, bir Manifestör için pasif bir davranış benimsediği, yani gücünü bastırdığı veya kontrol etmeye çalıştığı durumlardan da doğabilir.
Süreçleri başlatmak için tasarlanmış olmak demek, zihinsel bir motivasyon ile adım atmak anlamına gelmiyor. İçsel Otoritesi her ne ise, ona dayalı bir şekilde kararlarını verip başlatacağı veya atacağı adım hakkında netleşip ve eğer başkaları da Manifestörün sürecine dahilse onları bilgilendirerek adımını atmalıdır. Böyle atılan doğru adımlar beraberinde doğru etkiyi tetikleyeceğinden, Manifestörün yarattığı o etkili kıvılcımlara huzurla şahit olmasına vesile olacaktır.
Reflektör mü çıktın?
Varoluşsal sorusu: 'ONLAR KİM?'
Dünya nüfusunun %1.44'ünü oluşturur.
Reflektör, diğer üç tipten çok daha farklı bir yerden varoluşu deneyimler. Tüm merkezleri tanımsız olan bu varlık, seçen, örnekleyen ve direnen bir enerji mekaniğiyle tasarlanmıştır.
İçine girdiği ortamları ve bulunduğu toplumu örnekler. Merkezlerinin tümünün tanımsız olması onu aracında esnek, göze batmayan, yumuşak ve kesintisiz kılıp örneklemeyi, yani ayna olmayı böylece kolayca tecrübe etmesine yardımcı olur. Teflon gibi olan enerji mekaniği de örnekleme sürecinde onu korur. (Reflektöre hiç bir şey 'yapışmaz')
Manifestör, Jeneratör ve Projektörler SOLAR tiplerdir. Yani, onların hayattaki rolleri ve amaçları onlardan dışarıya akar ve parlar.
Reflektörler ise LUNAR (aya ait) tipler olmakla birlikte Güneş’in programlamasının ayla birlikte gelen yansımasını simgelerler. Diğer tipleri örnekleyip yansıtmakla (yargılamakla) görevlidirler. En nihai hayat hakkında bilge olmak için buradadır.
Merkezleri tanımsız olduğundan, ona gelenleri veya karşılaştıklarını sabit bir şekilde filtrelemez. Dolayısıyla transit Ay'ın her on saatte bir değiştirdiği kapıların, onun dizaynında aktif olan özellikleri geçici olarak koşullamasıyla birlikte, yani Ay'ın Reflektörün dizaynına bağlanma şekilleriyle birlikte bir sürece adım atıp atmama konusunda en az bir Ay döngüsünü bekleyerek netleşebilir. Bu, Reflektörün enerji mekaniğine uygun bir şekilde harekete geçme stratejisidir. Yol işareti olan şaşırmayı ancak enerji yapısına uygun adımlar attığında tecrübe eder. Öz olmayan zihnin hikayelerine dayalı bir şekilde hareket ettiğinde, kendini hayal kırıklığı deneyimlediği süreçler içerisinde bulur.
Bu dört farklı tip hakkında daha detaylı içeriğe buraya tıklayarak ulaşabilirsin.