JENERATÖR: Neden Yanıt Vermeyi Beklemek?
- Follow Your Beat
- 18 May 2023
- 4 dakikada okunur
Jeneratör, kendini tanımak ve gerçekleştirmek için yaşar.

Jeneratör tipi Dünya nüfusunun %66’sını oluşturmakta. Gerçeğimiz olarak deneyimlediğimiz bu düzende her birimiz eşsiz bir görevle, bir sebeple burada bulunmaktayız. Jeneratör, kendini tanımak ve gerçekleştirmek için buradadır. Yaşam enerjisini, üretim ve üreme gücünü temsil eden Sakral merkezi tanımlı olan Jeneratör, ‘yaşam ile eğlenceli bir masa tenisi maçı halindedir’ derim hep. Jeneratörün enerji mekaniği açık, saran, sarmalayan ve çeken (çekici) bir yapıda tasarlanmıştır. Dolayısıyla HİÇ BİR ŞEYİ başlatmak zorunda değildir. Hayat ona ulaşır, yaşam onun üzerinden tezahür eder - en doğru zamanda. Ra’nın da belirttiği gibi ‘Dizel ile çalışan motora benzin koyamazsın. Jeneratör isen, elini kolunu sallayarak kafana göre süreçleri ve deneyimleri başlatamazsın!’ :)
Koşullanmış zihine dayalı başlatılan her süreç beraberinde hüsranı getirir. Süreç akmaz. Hüsran, bir Jeneratör’ün yol işaretlerinden biridir. Hüsran deneyimliyorsan, yanlış bir adım atmışsındır - öz olmayan bir yerden harekete geçmiş ve/veya karar vermişsindir.
Hiç bir şeyin kontrolü bizde değil. Bu bilgeliğe ve bu nihai farkındalığa her an ulaşabilme potansiyeline sahip olan tiptir Jeneratör. (Farkındalık veya kendine ve hayata uyanma özden alınan, doğru BİR tane karara bakar ;)) ‘Mekaniğin doğasını anlamanın sana kattığı fırsat, onu avantajına çevirebilme imkanıdır. Program’a (ve koşullarına) karşı gelemezsin. Ama o koşulların senin zihnini ve düşüncelerini saptırmasını durdurabilirsin. Program’ın sana söyleyeceklerini, yapacaklarını zihnin üzerinden emretmesini durdurabilirsin. Strateji ve Otorite sayesinde olur tüm bunlar.’ -Ra Uru Hu- Daha önce, uzun süreler gezegenimizi etkileyecek olan sınırlamalar hakkında bir iki kelam etmiştim. (Yazıya 'Human Design Transitleri' sekmesi üzerinden 'Plüton 60'ıncı heksagramda' başlığı altında ulaşabilirsin)
Örneğin, bu konu Program’ın, yani mekaniğin bir koşulu, etkisi. ‘Ah kısıtlandım/k, daha çok savaşmalıyım/z, bu engelleri aşmalıyız, yeni bir düzen oluşturmalıyız, hadi hücum!’ şeklinde hareket etmeye programlıyor şu anda transit bizleri. Bununla birlikte depresif ve melankolik bir hava yaratıyor. Sen, olan bitenle zihinsel olarak özdeşleşiyor, geceleri uyuyamıyor, hastalanmış gibi hissediyorsan … Program’ın kuklası olmaktasın. Mesafeli yaklaşıp adımlarını Strateji ve Otoritene uygun bir şekilde attığın zaman sükunetle hareket etmeyi tecrübe eder, SENİN İÇİN DOĞRU olanın tatminini deneyimlersin. Böylece olan bitenin kuklası değil de, olan biten üzerinden akan ve insan deneyimi yaşayan SENin ne demek olduğunu fark etmeye, yani görmeye başlarsın!
Yanıt vermeyi beklemek … ne kadar zor geliyor Jeneratörün öz olmayan zihnine bunu idrak etmek değil mi? Halbuki var oluşun EN BASİT ve EN DOĞAL yöntemi. :) Hayatın sana ulaşmasını ve tetiklemesini, içindeki yaşam enerjini ve coşkunu daha da coşturacak olanı beklemektir Jeneratörün stratejisi.
‘Hafta sonu ormanda uzun bir yürüyüşe gidiyoruz. Sen de katılmak ister misin?’
Sorusu karşısında için kıpır kıpır oluyorsa, demek ki yaşam enerjin çekiliyor bu deneyime. Heyecanlandırmıyorsa seni bu soru … senin için oraya gitmek ve o deneyimi yaşamak şu an için doğru değildir. Bu kadar basit. Zor olan hiç bir yanı yok yanıt/cevap mekanizmasının.
Çocukluğundan çok mutlu bir ânı, deneyimi hatırla. Sana soru sorulduğunda cevap olarak ‘hiiiiii eveeeet’ diye zıplayarak heyecanlandığın bir deneyim … işte tam olarak bu, yanıt vermek.
Ama her şeyi kontrol etmeye ve hesap kitap yaparak hüsranı aşabileceğini düşünmeye koşullanmış olan zihin devreye girdiği için, bunu anlaşılamaz bir kavram gibi yorumlayacaktır. :)
Hüsran dolu olan Jeneratörlerle sohbet ettiğimde fark ettiğim şey hep aynı. Çünkü öz olmayanı tespit etmek, görmek, hissetmek hiç de zor değil. Kopyala yapıştır. Aynı kelimeler, aynı cümleler … ‘Bunu/şunu/onu yapmak istiyor(d)um ama olmadı, istemedi, akmadı, bilemedim, salak adam, salak kadın, salak ben, uff kafam karışık, belki şöyle yaparsam, belki böyle yaparsam, en iyisi böyle adım atmak, iyice araştırdım, baktım, okudum, düşündüm, tartıp biçtim …’ - iyi b✮k yedin! ;)
‘Bence (Jeneratörler) mükemmeller. Benim için onlar mükemmel varlıklar çünkü mekanik doğalarında saf ve pür bir yanıt mekanizmaları var. (…) Ve hayata yanıt vererek hüsranı hayatlarından elimine edip etrafındakileri farklı bir şekilde sarmaya başlayıp gerçek anlamda değişime vesile olabilenler Jeneratörler. Benim gibi enerjisi kapalı ve iten bir Manifestöre yapışmak istemezsin. Projektörler ise, odaklanan enerjileriyle ancak birebir etkileşim için iyiler. Bir Projektörü iki kişiyle aynı odaya koy; biri Projektöre sinirlenecektir. Reflektörler ise zaten yandan geçip gidenler. Sakral merkezi tanımsız olanlar kozmik birer parazittir. Hissiz biri gibi algılanmak istemiyorum ama bizler (tanımsız Sakral merkezliler) Jeneratörlerin yarattıkları hayatın dalgalarında akıyoruz. (…) Ama işte … mükemmel yaratıklar ama tamamen işlevsizler. Dünya’nın güç mekanizması, verimliliği, yaratıcıları onlar ve hepimizi bir arada tutan (saran ve çeken) onlar ama tamamen işlevsizler. Kendilerini görmekte ne kadar zorlandıklarına şahit olmak beni hep şaşırtmıştır. Halbuki en büyük armağanları kendilerini bilmek ve tanımak.’ - Ra Uru Hu-
Kendini tanımadan, enerjisini doğru bir şekilde kullanmayı bilmeden Dünyayı kurtarmaya odaklı olanı veya kalıcı bir etki yaratmaya çalışanı benim şahsen en sevdiğim Jeneratör modeli. :P
Sürekli yeni şeylere başlayıp hiç birinin sonunu getiremeyen, sadece paylaşımlarıyla kendini kandıran ve bunun neticesinde sağlam adımlarla kendi hüsran kuyusunu kazan model … hüsran çok ağır bir enerji. Farkını yaşayan ve kendini tanıyan bir Jeneratörle sohbet veya herhangi bir paylaşım bir diğerini canlandırır. Böyle böyle bu düzen şifalanır. Bir bütünün bileşenleri sağlıksızsa, o bütün ASLA sağlıklı olamaz.
Bir bonus olarak yine tanımsız merkezlere dayalı öz olmayan davranış biçimlerini eklemek isterim yazıma.
Tanımsız Baş: ‘Hayatımda ilhamı bulmalıyım! Bu kafa karışıklığını, şüpheleri ve bilinmezlikleri bir an önce çözmeliyim!’ 2) Tanımsız Ajna: ‘Net olmalıyım. Kavramak, anlamak, bilmek için şunu/bunu yapmalıyım. ’ 3) Tanımsız Boğaz: ‘Bir şeyler gerçekleşmeli artık! Bir şeyleri gerçekleştirmek için bunu/şunu yapmalıyım. Sesimi duyurmak için adım atmalıyım.’ 4) Tanımsız G: ‘Yolumu, yönümü, sevgiyi bulmak için bunu şöyle yapmalı, böyle giyinmeli, belki de (artık) böyle davranmalıyım.’ 5) Tanımsız Kalp: ‘Kendimi kanıtlamalıyım. Başarabilirim! Ne kadar … olduğumu göstermeliyim. Daha fazla kazanmalıyım. Daha iyi bir insan olmak için bunu/şunu yapmalıyım’ 6) Tanımsız Dalak: ‘Bu işte/ilişkide başarılı olmak için daha fazla efor sarfetmeliyim. Yarınımı garantiye almalıyım.’ 7) Tanımsız Solar Plexus: ‘Bir şekilde fark edeceklerdir, boşver söyleme, gerginlik olur şimdi. Sonra söylerim. Haddini bildirmeliyim!’ 8) Tanımsız Kök: ‘Bir an önce bu engeli aşmalıyım. Bir an önce harekete geçmeliyim. Hayatımı değiştirmeliyim … coşkulu hissetmek için harekete geçmeliyim’ Jeneratör müsün? Kendini bil, kendini tanı. Enerjini, kaynaklarını seni heyecanlandıranlara akıt. Bir şeyi zevk aldığın ve çekildiğin için icra et. Beklentiyle, o süreci bir yere ulaştırma düşüncesiyle meşgul olma. Düşünerek kararlar verip hayata karşı kürek çekip kendinden uzaklaşma. Bırak hayat seni taşısın. Enerjinin çekildiği konuları gözlemle, kendini onlarda görmeye başla. Şaşırarak, şaşarak tatminini yaşa. ;) Sevgiyle 🐞 Elvin



Yorumlar