22/47 Düğümleri: Dünyevi, Sıradan Olanlar ve Baskılar
- Follow Your Beat
- 30 May 2024
- 2 dakikada okunur
Var olma deneyimimizin güzergahını belirleyen düğümlerimiz, genel olarak hayatlarımızın oynandığı sahneleri ve bu sahneleri renklendiren figüranları temsil ederler.
İçinden geçtiğimiz ve bizler için dönüştürücü güçleri olan deneyimleri sahneye koyan I’Ching kapıları, yani özellikleridir düğümler.
Her birimiz, farklı farklı konu ve olaylara, yine farklı pencerelerden şahit olur ve böylece hayat amacımızı tecrübe etmek için hayatın kendisi tarafından destekleniriz.
Dolayısıyla düğümlerini, ilerlediğin yöne ve yola şekil veren sahne unsurları, hikayeler ve figüranlar olarak algılayabilirsin. Hayat yolunda yürürken karşılaştığın durumlar, deneyimler, kişiler, sorunlar ve görmen gerekenlere ışık tutar düğümlerin …

22'nci kapı: Dünyevi ve Sıradan Olan Solar Plexus merkezine ait olan 22’nci kapı, ‘İncelik ve Zarafet’ başlıklarına sahiptir. Rave I’Ching bu özelliği şöyle açıklar: ‘Dünyevi ve sıradan durumlarla baş edebilme becerisi.’ Bu duygusal, zaman zaman melankolik ve yaratıcı kapı, sese karşı derin bir hassasiyet barındırır. Düğümsel bir özellik olarak sana çok canlı bir sahne sunar. Dünyevi ve sıradan olayların bol olduğu bir ortamdır burası. O dünyevi ve sıradan ortamlarda gezinirken doğru (tinsel ve duygusal) davranışı sergileyebilme potansiyeli ile alakalıdır. Nezaketle o dünyanın içinden geçebilmeyi temsil eder.
47’nci kapı: Baskılar
Ajna merkezine ait olan, karşılaştığı bilgileri kavramsallaştıran bir baskı kapısıdır 47.
Rave I’Ching bu özelliği şöyle açıklar: ‘İçsel zaaflar veya dışarıdan uygulanan baskı neticesinde kısıtlayıcı ve olumsuz düşüncülerin oluşması.‘
Bu düğüm konfigürasyonun oluşturduğu ortam, baskı yaratan dışsal güçlerle doludur. Ve bu güçler senin için zaman zaman birer engel oluşturabilir.
Öz benliğini ve potansiyellerini deneyimleyebilmen ve yeşerebilmen adına bu sahneyle var olmak için tasarlanmış birisin. Dolayısıyla, ‘niye böyle? neden hep bir engel, bir baskı?’ gibi mızmızlanmalarla ilerleyemezsin. Strateji ve Otoriteni uyguladıkça önüne çıkan ve seni zaman zaman baskılayan engellerin hayatındaki asıl değişim ve dönüşümleri getirdiklerine şahit olursun. Fakat koşullanmış zihinle hareket edip olmadığın bir insan olmaya çalıştığın bir yolda, elbette bu arka plandaki baskılar sana aşırı gelir, kendini ‘engellenmiş ve kısıtlanmış‘ hissedersin. Kendini zayıf hissedip etrafındakilerin senin üzerinde yarattıkları etkilerden ve baskılardan kendini bunalmış hissedebilirsin.
Zarafet ve incelikle bu güçlerle baş etmeyi öğrenmek ve buradan tasarımındaki diğer potansiyellerinde güçlenmek için varsın. ‘Etrafımdaki her şey ve herkes çok dünyevi ve sıradan’ diye söylenmek, kendine küsmene, ışığını yitirmene sebep olur.
Strateji ve Otoriteni uyguladığın bir hayat sana o dünyevi ve sıradan durumlarda muazzam duygusal ve zihinsel farkındalıklar sunar. ;)
Keyifli gözlemlerin olsun, sevgiyle. 🌷
Not: Yazıda kullandığım beden grafiği, gelmiş geçmiş en ünlü şarkılardan olan 'The Sound of Silence'ın şarkıcılarından, Amerikalı şair, şarkıcı ve aktör Arthur Garfunkel'e ait.
Yorumlar